Alışveriş yaparken hepimiz lezzetli ve taze yiyecekler almaya gayret gösteririz. Ancak, birçok üretici ve market kendi karlarını umursarlar ve herhangi bir sebepten satılmayan mallarını size aldırmak için çeşitli yöntemlere başvururlar. Örnek verecek olursak, marketlerdeki hazırlanmış salataların tarihi geçmek üzere olan ürünlerden hazırlandığını biliyor muydunuz? Bu yüzyılda artık tüketiciler daha bilinçli ve bizleri kandırmak çok daha zor, fakat market sahipleri ve üreticiler de öyle!
Bilge Cafe olarak size alışveriş yaparken bir rehber olsun diye siz farkında olmadan size satmak istedikleri ürünleri nasıl pazarlamaya uğraştıklarını anlatmak istedik. Bu içeriğimiz sayesinde aldığınız her ürüne sonuna kadar güvenebilir ve tadını çıkarabilirsiniz.
Tekrar Paketlenmiş Ürünlerden Uzak Durun
Üzerinde tarih etiketi olmayan ve streç film ile paketlenmiş peynir, sebze tabağı gibi ürünlerden uzak durmalısınız. Bu tip ürünlerin ya tarihi geçmiştir, ya da geçmek üzeredir.
Ayrıca bazı marketler bu tip tekrar paketledikleri ürünlere de tarih etiketi basmaktadır. Ancak bu etiketler gerçeği yansıtmamaktadır. Anında paketlenmiş taze ürünler bile birçok bakteri barındırabiliyorken, bu yöntem daha da tehlikelidir. Eğer marketten kesilmiş ürünler almak istiyorsanız önünüzde direk kaynağından kesilip hazırlanan ürünleri tercih etmek sizin faydanıza olacaktır.
Salata Barlarına Dikkat
Hazır salatalar hayatımızı ciddi anlamda kolaylaştırıyor. Aynısını evde yapmaya kalktığımızda bir sürü malzeme alıp hepsinden azar azar kullanarak hem daha fazla masrafa gireceğiz hem de zamanımızı alacak. Ancak marketlerde hazırlanan bu salata barları, satılmayan sebze, meyveleri size daha cazip bir biçimde sunmaktan başka bir şey değil. Eğer bu şekilde önceden hazırlanmış salatalar alacaksanız, et veya balık ile hazırlanan salataların daha çabuk bozulduğunu ve yağ, sirke ile hazırlananların mayonez ile hazırlananlardan daha güvenli olduğunu unutmayın.
Herhangi bir sos kullanılmayan salatalar iki güne kadar taze kalabilir. Eğer aldığınız ürüne tamamen güvenebilmek istiyorsanız, size birkaç önerimiz var:
- Salatanın size sunulduğu tabak cam ise daha güvendesinizdir. (metal veya plastik şüphe uyandırır.)
- Eğer hazırlanan her ürünün kendine ait çatalı var ise güvenlidir.
- Hazırlayan görevlinin eldiven taktığını görüyorsanız her şey yolunda demektir.
Aldığınız Ürün Hasar Almamış Olmalı
Ezilmiş kenarlar, paketteki deformasyon, çatlaklar, kurumuş sıvı kalıntıları … Bunların hepsi o ürünü almamanız gerektiğinin göstergeleridir. Sadece görünümde bozukluk var içi taze ve güvenilir diye düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu ürünlerdeki şekil bozuklukları, yanlış depolanma, uygunsuz taşınma hatta tarihi geçmiş olmanın göstergeleridir.
Aldığınız Ürünü Mutlaka İnceleyin
Marketler ürünlerini sizlere en iyi şekilde gösterdiklerinden emin olurlar. Sizin göreviniz ise kusur aramak olmalıdır. Örneğin, et reyonundaki ışıklandırma etlerin tüm rengiyle ve cazibesiyle orda durması sizi aldatmamalı. Beğendiğiniz parçayı çalışandan çıkarmasını rica ederek normal ışık altında inceledikten sonra almanız yararınıza olacaktır.
Aynı mantığı donmuş gıdalara da uygulayabiliriz. Üzerlerinde buz parçaları olan gıdaları almamaya özen gösterin. Bu tip gıdalar çok fazla çözülüp dondurulmuş demektir ve bu da bildiğiniz gibi sağlığa zararlıdır.
Önyargılarınızdan kurtulun! Et alırken eğer üst tabakası kuruyla etin yeterince dinlenmiş olduğunu ve iyi pişeceğini düşünürüz ancak gerçek şu ki o et uzun süre havayla temas etmiştir ve herhangi koruyucu bir tabakayla kaplanmamıştır. Ayrıca et çok sulu duruyorsa market çalışanı tarafından ekstra alımlı olması için su serpilmiş demektir ve ızgaranızla teması halinde arzu ettiğiniz kadar sulu bir et yiyemeyeceksiniz demektir.
Parlak Gıdalardan Uzak Durun
Parlak renkler cazip değil mi? Eğer parlak renkte ise tadı da harikadır değil mi? Çoktan tuzağa düştünüz bile! Örnek olarak meyve ve sebzeler havayla temas ettiklerinde doğal olarak parlak renklerini kaybeder, kabukları beneklenir ancak tatları hala olması gerektiği gibidir. Diğer yandan, serada yetiştirilmiş kimyasallarla büyütülen meyve ve sebzeler parlak renklere ve beneksiz kabuklara sahip olurlar ve tatsız olurlar. Söz konusu yiyecek olduğunda şekle çok aldanmamak önemlidir.
İnsanlar eğer peynir ne kadar parlak ise o kadar yağ içerir ve o kadar güzel olur düşüncesindeler. Ancak bu yanlış bir varsayım. Doğal peynir beyaz veya sarıya dönük olur. Parlak sarı renk gıda boyası eklendiğinin göstergesidir. Eklenen gıda boyasının zararlı olmayan bir maddeden elde edilmiş olması da ihtimaller dahilindedir ancak yine de seçim yaparken doğaldan yana şansınızı denemenizi tavsiye ederiz.
Somon balığı eğer oldukça pembe ve parlak görünüyorsa bunda kesinlikle bir terslik vardır. Ya kimyasal bir madde ya da bozulmuş bir balıktan bahsediyoruz demektir. Bir diğer örnek ise ketçap ve diğer soslardır. Eğer ki parlak renkteki bir sosa bakıyorsak daha sönük renkler görmeliyiz. Eğer ki beni al diye size adeta çığlık atan bir ürün karşınızda ise mutlaka içinde bolca kimyasal içeriyordur.
Tembel Olmayın, Etrafınızı Gözden Geçirin
Daha Ucuz, Daha Pahalı, Daha Ucuz, En Ucuz
Marketler pahalı ürünlerini ne kadar çok satarsa o kadar kar eder. Bu sebeple göz hizasındaki raflar her zaman onlarla doludur. Bir ürün göz hizanıza ne kadar yakınsa o kadar dikkatinizi çeker. Bu bir pazarlama yöntemidir ve ilk önce satılmak istendiği görülür ancak iyi bir ürün olduğu garantisi verilemez.
Çalışanlar, son kullanma tarihi geçmiş ürünleri en aza indirmek için raf düzenlerini eskiden yeniye doğru yaparlar ki normal bir sırayla tüm ürünler tükensin. O yüzden size tavsiyemiz şu, tembel olmayın ve daha arka sıralardaki ürünlere uzanın ki son kullanma tarihi daha geç olsun!
Etiketleri Anlayın, Kelimesi Kelimesine
Süt eklenmiş ve laktozlu demek aldığınız ürünün sütten değil başka bir içerikten imal edildiğini ve sonrada laf olsun diye içine süt görünümü verecek başka şeyler eklendiğini gösterir. Üreticiler bu ürünleri daha alımlı hale getirmeye çalışıyor. Hangi kelimelerin kafanızda hangi çağrışımları yapacağı konusunda konferanslara gidiyor, eğitimler alıyor hatta bunun üzerine kariyerlerini inşa ediyorlar. Ucuza imal ettikleri, gerçeğiyle yakından alakası olmayan ürünleri size fahiş fiyattan satmak için uyguladıkları yöntemlere kanmayın.
Etiketlerdeki, “şeker eklenmemiştir”, “kolestrolsüz”, “vitaminlerle zenginleştirilmiştir” ifadelerini kalite göstergesi sanmayın. Şeker eklenmemiş demek, kimyasal tatlandırıcı içeriyor demektir ve vitamin içerdiği söylenen ürünler eğer vitamin eklendiğini belirtme gereği duyuyorsa bu oranın %2 den fazla olduğunu sanmıyoruz.
Yerel Ürünleri Tercih Edin
Bazen gerekli bilgileri önemsiz diye geçiyoruz. Örnek olarak, satın aldığınız ürünün üretim yeri önemlidir. Eğer ki aldığınız ürün kendi şehrinize, bölgenize veya ülkenize yarar sağlayacaksa ve anlattığımız şartları karşılıyor ise, neden tercih etmeyesiniz ki? Ayrıca özellikle meyve, sebze ve süt ürünleri tercih ederken en yakından gelenleri almak daha akıllıcadır.
Hem uzun taşıma süreçlerinden geçmemiştir hem de üreticiden markete geldiği için çok fazla aracının elinden geçmemiş ve fiyatı diğer ürünlere kıyasla daha ucuz kalmıştır.
Çalışanlara Fikirlerini Sorun
Raftaki ürünleri daha çabuk satılacak şekilde ayarlamanın aksine, bir müşterinin gözünün içine bakarak yalan söylemek oldukça zordur. Aradığınızı nerede bulabileceğinizi, ne kadar taze olduklarını veya gelecek sevkiyatın ne zaman olduğu gibi bilgileri rahatlıkla onlardan alabilirsiniz. Market çalışanı size yalan söylüyor olsa bile anlamanız çok zor olmayacaktır.
Özetlemek gerekirse, satın aldığımız ürünleri akıllıca ve dikkatlice seçmek hem bütçemiz hem de sağlığımız için son derece önemlidir. Unutmayın, marketler ürünlerini size satmak için her şeyi yapacaktır. Karşınızdaki ürünleri güzel inceleyerek en iyi sonuca varacağınızı düşünüyoruz.
Sizin alışveriş yaparken uyguladığınız yöntemler var mı? Yorumlarda bizimle paylaşın!