Neredeyse herkes Titanic adlı geminin battığı hikayeyi biliyordur. Geminin batma sebebinin, bazılarına göre geminin tehlikeli bölgede çok fazla hızlı olduğunu, bazılarıysa iklimin neden olduğunu, diğerleriyse sadece şansızlık yüzünden olduğunu söylüyorlar. Fakat bu kazadan sadece sağ kalanlar gerçekte o gün ne olduğunu biliyor.
Bu korkunç kazadan sağ kalanların hikayelerini sizi için derledik.
Titanic‘in yetimleri
Üç yaşındaki Michel ve iki yaşındaki Edmond, Luis ve Otto sahte isimlerini kullanarak, babalarıyla birlikte gemideydiler. Babalarının adı da Michel’di ve herkese eşinin öldüğünü, dul olduğunu söylemişti. Ama aslında, eşinden boşanmıştı ve eşinin haberi olmadan çocukları alıp gitmişti. Gemi batmaya başladığında, Michel çocukların ikisini alıp son kalan kurtarma gemisine yerleştirmişti. Çocuklarına söylediği son cümle ”Evlatlarım, anneniz sizi almaya geldiğinde, onu ne kadar çok sevdiğimi söyleyin. Ayrıca ona, bizimle geleceğini ve sonsuza kadar mutlu yaşayacağımızı sandığımı söyleyin.” olmuştur.
Babaları öldüğü için, ayrıca çocuklar çok küçük olduğu ve İngilizce konuşmadıkları için, akrabalarını bulmak çok zor olmuştur. Daha sonra, anneleri çocuklarının fotoğrafını gazete görmüştür ve 16 Mayıs’ta, kazadan bir ay sonra, çocuklarına tekrar kavuşmuştur.
Büyüdüklerinde iki kardeşin yaşam tarzları oldukça farklıydı. Michel üniversiteden biriyle evlenip, psikoloji profesörü olmuştur. Hayatının geri kalanını Montpellier’de geçirmiştir ve 92 yaşında vefat etmiştir.
Aynı şekilde Edmond’da evlenmiştir. Mimar olarak çalışıp, İkinci Dünya Savaş’ında Fransız ordusuna katılmıştır. 43 yaşında vefat etmiştir.
”Batmayan” Molly.
Bayan Margaret Brown ismi Titanic kazasından önce bilinmekteydi. Kadınların oy kullanma haklarının olmadan önce, Amerika Birleşik Devletlerinde sekiz sene boyunca adaylığını koyan ilk kadındı.
Avrupa’dayken, torunun hasta olduğunu öğrenir ve aceleyle New York’a gitmeye karar verir. Ani karar aldığından dolayı ailesinden hiç kimse Margaret’in Titanic‘te olduğunu bilmiyordu.
Gemi buz dağına çarptıktan sonra, tekneyi yönetmesi gereken adamın çok fazla duygusal olduğu için, Margaret 6 numaralı tekneye geçip, oradaki insanları yönetmişti. O zamana kadar, Carpathia gemisi New York’a varmıştı ve Margaret sağ kalanların başkanı olarak seçilmişti, ayrıca yoksullar için neredeyse 10,000$ toplamıştı. Herkesin gerekli tıbbi yardımı alana kadar Carpathia‘yı asla terk etmemiştir.
Titanic kazasından kurtulanlara yardım ettiği için Margaret Brown nişan almıştır ve daha sonra, Birinci Dünya Savaş’ında yaptığı yardımlardan dolayı Şeref Nişanı’nın Milli Nişan’ı almıştır. New York’ta, 65 yaşındayken, beyin tümörü yüzünden vefat etmiştir.
Üç gemi kazasından da sağ salim kurtulan kadın.
Violet Constance Jessop, White Star Line yolcu gemilerinin hosteslerindendi. 1911 yılında Olympic gemisi Hawke‘e çarptığında, 1912 yılında Titanic battığında ve Birinci Dünya Savaş’ında Britannic hastane gemisinin bir çok kez bombalandığında oradaydı.
Bütün bu olaylara rağmen, Violet gemilerde çalışmaya devam etmiştir ve 1950 yılında Suffolk’daki Great Ashfield’e gidip evini 42 sene boyunca denizde yaşadığı anılarla süslemiştir. Violet Jessop, kalp yetmezliği yüzünden 83 yaşında vefat etmiştir.
Kaza günü giydikleriyle filmde oynayan oyuncu
Oyuncu Dorothy Gibson, Titanic için annesiyle bilet almaya karar verdiklerinde Paris’teydi. Nisan’ın 14’ünde, kazanın olduğu günde, Dorothy iki bankerle briç oyunu oynamaktaydı ve gece saat 11:40’da odasına dönerken çıtırtı duymuştur. Dorothy ve annesi, yarı dolu olan 7 numaralı tekneye bankerlerle birlikte binmişlerdi. Teknede sızıntı olduğundan dolayı onlarda batıyordu fakat açıklığı kıyafetlerle kapatmayı başarmışlardı. New York’a vardığında, çarpışmayı canlandırmak için oyuncu olarak filmde rol almıştır. Dorothy senaryoyu kendisi yazmıştır ve Titanic‘in battığı günde giydiklerinin aynısı filmde giymiştir. Film kazadan bir ay sonra oynatılmıştı.
Daha sonra, Dorothy oyunculuk kariyerini sonlandırmaya kara vermiştir ve Metropolitan Opera‘da çalışmaya başlamıştır. 1928’de, Dorothy ve annesi Paris’e taşınmışlardı. İkinci Dünya Savaş’ında, İtalya’da yaşadığında, antifaşist görüşlerinden dolayı yargılanmıştı ve San Vittore hapishanesine götürülmüştü fakat oradan kaçmaya başarmıştı. Geri kalan senelerinde Paris’te yaşamış ve kalp krizi yüzünden, 65 yaşında vefat etmiştir.
Kangren olmasına rağmen yürümeyi başaran adam
Richard Norrie Williams o gün babasıyla birlikte gemideydi ve her ikiside kaza esnasında soğuk kanlılıklarını korumayı başarmışlardır. Williams ailesi, çarpma esnasında geminin bar kısmına gitmek istemişlerdi fakat geminin garsonlarından biri kapıyı açmayı reddetmişti. Donmamak için geminin spor salonuna gitmeye karar verdiler. Yolcular suyun içindeyken, Richard Norris bir tekne fark edip içine geçmiştir fakat babası üstüne düşen buhar borusu yüzünden vefat etmiştir. Bu tekneden sağ kurtulanlar, Carpathia‘nın 14 numaraları teknesine yerleştirilmişti.
Richard Carpathia‘dayken, doktorlar donmuş bacağını kesmeyi önermişlerdir fakat Richard kabul etmemiştir. Daha sonra, Richard bacağını tedavi etmeye başarmıştır ve tenis kariyerine devam edip, Olimpiyat oyunlarında altın madalya kazanmıştır, Birinci Dünya Savaş’ında savaştıktan sonra Philadelphia’da başarılı banker olarak hayatına devam etmiştir. 22 sene boyunca Pensilvanya’nın Historical Society‘nin başkanı olmuştur. Richard Williams, doku ve organlarının arasında kalan hava yüzünden 77 yaşında vefat etmiştir.
Çarpışmayı en iyi hatırlayan en genç yolcu.
Eva Miriam Hart ailesiyle birlikte Titanic‘te seyahat ettiğinde 7 yaşındaydı. Hatırladığı kadarıyla, annesi o gece, bir şey olacak endişesiyle, yatmamaya karar vermiştir ve seyahat hakkında kötü hisleri vardı. Titanic batmaya başladığında, babası kamaraya girip Eva’yı yorgana sarıp, annesiyle birlikte onu da tekneye yerleştirerek ”Annenin elini tut ve uslu bir kız ol” demişti. Maalesef babasının cesedi hiç bir zaman bulunamadı.
Eva hem şarkıcıydı hem de İngiliz muhafazakar partinin kurucusuydu. Oldukça aktif bir hayatı olmuştur ve kaza gününü en ince ayrıntılarıyla anlatan tek kişiydi.
Eva Miriam, evindeyken 91 yaşındayken vefat etmiştir.
Gemiden kaçan müdür.
Joseph Bruce Ismay, White Star Line‘ın başkanıydı ve Titanic‘in inşasından sorumlu kişiydi. Tekneden canlı kurtulmuştur ve ifadesinde, Titanic’in battığını görmemek için sırtını döndüğünü söylemiştir.
Çarpışmadan sonra, Ismay basın tarafından oldukça şiddetli bir şekilde eleştirilmişti ve gemide hala kadın ve çocuklar olmasına rağmen kaçmaktan suçlanmıştı. Daha sonra, yüklü bir miktarı ölü denizcilerin ve Birinci Dünya Savaş’ının tahsisatlarına bağışlamıştır.
Ismay hayatının geri kalanında herkesten uzak yaşamıştır ve kan pıhtılaşması yüzünden 74 yaşında vefat etmiştir.
Titanic kazasından sonra çekilen nadir fotoğraflar.
Carpathia gemisindeki kazazedeler.
Carpathia‘da sağ kalan yolcular.
İnsanların, Titanic kazasından sonra yolcuları taşıyan Carpathia‘yı beklerken. New York, Nisan 1912.
1912’de Londra’da gazete satıcısının Titanic çarpışmasını duyururken.
Peki ya siz Titanic hakkında ilginç bilgiler biliyor musunuz? Bildiklerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!
Titanik gemisinde altı tane Türkiye li yolcu bulunmaktaydı. Bunların altısı da Bingöl ün Kiğı ilçesinden vatandaşlarımızdı.
Böyle bir bilgiyi bilmiyordum.
Bu bilgiyi nerden buldunuz?