Kefir, yıllardır sağlıklı beslenmede vazgeçilmez besinlerden biridir. Özellikle son zamanlarda kanıtlanan bağırsak ve sindirim sağlığının öneminden sonra kefirin faydaları sürekli konuşulmaya başlandı. Kefir Dünyada probiyotik kaynağı açısından en zengin besinlerin arasındadır. Bağırsak sağlığında ve hastalıkların iyileşmesinde inanılmaz etki gösterir.
Daha önce hiç kefir içmediyseniz tadı, ayranın daha yoğun ve biraz ekşimsi halidir diyebiliriz. Sütten elde edilir, faydalı bakteriler dediğimiz probiyotikleri içerir. Sindirim ve bağırsak sağlığı için çok faydalıdır. Kefir o kadar faydalı ki ev yapımı yoğurttan daha fazla yararlı bakteri içerdiği söylenmektedir. (1)
Lakoz intoleransı olan, süt içince şişkinlik ve rahatsızlık duyanların bile içebileceği bir üründür. Keçi, koyun, inek, soya sütü, pirinç sütü veya hindistan cevizi sütü gibi herhangi bir süt kaynağından yapılabilir.
Süt grubunda bulunan mayalı bu besini sizin için inceledik. Tarihi eskilere dayanan kefir nedir? Neden faydalıdır? Kefir nasıl yapılır ve nasıl saklanır? Hepsi hakkında bilgi bulabileceksiniz.
Kefir Nedir?
Ayranın yoğun ve ekşimsi bir haline benzeyen kefir içeceğinin yapımı çok eskilere dayanmaktadır. Kefir taneleri (maya) olmadan bu içeceği yapmak mümkün değildir. Fakat bu tanelerin ne zaman ve nasıl üretildiği ise efsane hikayelerle anlatılmaktadır. Yıllarca anlatılan hikayeler günümüze kadar ulaşmıştır. Bu hikayeyi okuyunca inanın sizde şaşıracaksınız!
Hikayelere göre Hz. Muhammed Kafkas Dağları’nın kuzey yamaçlarındaki Ortodoks halkına kefir tanelerini vermiş ve kefirin nasıl yapılacağını öğretmiş. Hatta bu tanelere ‘’Peygamber Efendimizin(sav) Tahılları ’’ denilmiştir. Kafkasya’da yaşayan halk yıllarca kefir tanelerini bilgi, güç olarak görmüş ve kimseyle bu sırrı paylaşmamışlardır. Ne kadar değerli görülmüş değil mi? Kefirin şifa verdiği ve hastalıklara iyi geldiği o zamanlar biliniyormuş.
Daha sonra nesillere aktarılan kefir yapımı doktorlar tarafından hastalıkların tedavisinde bile kullanılmış. Tabi ki bu bilgilerin ve hikayelerin doğruluğu şüphelidir. Hepsi efsane olarak günümüze gelmiştir. Ancak 1900’lü yıllarda doktorlar tarafından fark edilince kefir üretimi için istekler gelmeye başlamış.
Hastalarına kefir içirmek isteyen doktorlar Rusya’da kefirin ticari üretiminin artık başlaması gerektiğini belirtmiş. Bunun üzerine Moskova’da bir çiftlikte ilk defa 1908 yılında kefir üretimi başlatılmıştır. Şu anda Rusya’da en çok tüketilen fermente (mayalanmış) süt ürünüdür.
Kefir artık sadece ülkemizde değil dünya çapında tanınmaya başlayan bir ürün olmuştur. Metropolde yaşayan ve telaş içinde olan hayatımızın arasında birazda olsa bize doğallığı, tarihi, şifayı hatırlatacak ve kendimizi iyi hissettirecektir. Ayrıca isminin ‘’keyif’’ kelimesinden geldiğini biliyor muydunuz?
Kefir Nasıl Yapılır?
Daha önce yoğurt mayaladıysanız kefirin yapımını anlatınca benzerliğini fark edeceksiniz. Kefir yapabilmek için öncelikle kefir tanelerine ihtiyacımız var. Bu kefir taneleri mayamızı oluşturacaktır. Artık marketlerde soğuk dolaplarda tek kullanımlık kefir mayaları satılıyor. Yakınınızda, arkadaşınızda kefir yapan biri varsa ondan biraz kefir tanesi vermesini isteyebilirsiniz. Aktarlarda da kefir mayasını küçük cam şişeler içinde bulmanız mümkündür.
Malzemeler:
- Kefir taneleri (maya)
- 1 şişe süt (Her çeşit pastörize süt olabilir. Koyun, inek, keçi, soya, Hindistan cevizi fark etmez)
- Kavanoz
- Plastik süzgeç
- Tülbent, örtü
Yapılışı:
- Öncelikle kavanoz kaynatılmış ve temizlenmiş, hijyenik olmalıdır.
- Kavanozun içerisine oda sıcaklığında olan süt dökülür (süt soğuk olmamalı).
- Ardından kefir taneleri eklenir.
- Tahta bir kaşıkla süt hafifçe karıştırılır (metal kullanmamalısınız).
- Kavanozun ağzı kapakla kapatılmaz. Bir tülbent veya peçete ile sarılır.
- Kavanoz oda sıcaklığında 1 ila 2 gün boyunca bir yerde bekletilir.
- Hava soğuk ise kavanozu bir örtüyle sarmanız gerekir.
- Sütün hafif pıhtılaştığını gördüğünüzde kefiriniz olmuş demektir.
Dikkat: Kefir tanelerini içerisinden geri almak için plastik bir süzgeç yardımıyla kefiri başka bir şişeye aktarmalısınız (metal süzgeç olmamalı).
İşte hazır! Kefir taneleriniz büyük ihtimal eski halinden daha büyük olacaktır. Onları geri aldıktan sonra saklamayı unutmayın.
Buzdolabında kefiri 1 gün bekleterek tadının olgunlaşmasını sağlayabilirsiniz.
Kefir Taneleri Nasıl Saklanmalıdır?
Kefiri her mayaladığınızda taneleriniz gittikçe büyüyecektir. Süzülen kefir tanelerini suda biraz durulayıp minik, temiz bir kavanozun içerisine biraz süt koyup içerisine atabilirsiniz. Buzdolabında saklamalısınız.
Bir hafta kadar bu şekilde saklayabilirsiniz. 1 haftanın sonunda sütü yenileyerek aylarca buzdolabında tutabilirsiniz. Çok fazla büyüyen kefir tanelerini arkadaşlarınızla paylaşmayı unutmayın!
Kefirin nasıl yapıldığını, tarihini, nasıl saklamamız gerektiğini öğrendikten sonra sağlığımıza olan faydaları neler, neden yıllarca şifa olarak kullanılmış bunlara göz atalım.
Kefirin Faydaları
Kefir, geleneksel olarak inek sütü veya keçi sütü kullanılarak yapılan fermente yani mayalı bir içecektir. Yapımında içerisine karnabahara benzer taneler atılmaktadır. Kimyasal içeriği ise maya ve laktik asit bakterilerinin birleşmiş bir kültürüdür.
Sütle karıştırılan bu taneler aradan zaman geçince sütün içerisindeki şekeri yani laktozu, mayalayarak kefir içeceğini oluşturur. Sütün içeriğindeki şeker yani laktoz, mikroorganizmalar tarafından laktik aside çevrilir. Doğal mayalanmış yoğurtta görüldüğü gibi ekşi tadının sebebi laktik asittir.
Besin içeriği ise sadece yararlı mikroorganizmalarla kalmaz oldukça besleyicidir. Kefirin besin içeriğini kesin olarak 1 bardağında şu kadar bulunur demek doğru olmaz. Çünkü kullandığınız süte ve mayaya göre değişkenlik gösterir.
İnek sütüyle yapılmış kefir şunları içerir:
- Protein
- Karbonhidrat
- Yağ
- Kalsiyum
- Fosfor
- B12 vitamini
- Riboflavin (B2)
- Magnezyum
- D vitamini
- A vitamini
İçerisinde faydalı bakteriler bulundurur: Kluyveromyces marxianus / Candida kefyr, Lactococcus lactis subsp. lactis, Lactococcus lactis subsp. cremoris, Streptococcus thermophilus, Lactobacillus delbrueckii subsp. bulgaricus, Lactobacillus casei gibi faydalı bakteriler içerir.
Kefirin Kısaca Faydaları
- Laktoz İntoleransı Oluşturmaz
- Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
- Osteoporozu (Kemik Erimesini) Önler
- Kanserden Korur
- İrritabl Bağırsak Sendromunu Tedavi Edici
- Alerji ve Astımı İyileştirir
- Güzel Cilt Sağlığı
Kullanılan süt çeşidine bağlı olara enerji değeri, yağ içeriği değişmektedir. Ancak 1 bardak kefir yaklaşık olarak 100 kaloridir. Kefir ayrıca biyoaktif bileşikler ve 10-34 çeşitte probiyotik içerir.
Kefirin hayvan sütü içermeyen şekilleri de yapılabilir. Bitkisel kaynaklı olan kefirler (Hindistan cevizi suyu-sütü, soya sütü gibi) aynı besin değerine sahip değildir. 2015 tarihli bir çalışmada, kefir probiyotik ve sağlıklı özelliklere sahip moleküllerin bir kaynağı olarak kabul edilmiştir.
Araştırmacılara göre, “Biyolojik özellikleri antioksidan, antitümör ajan, antimikrobiyal ajan gibi rollerin kullanımını sağlar”
Laktoz İntoleransı Oluşturmaz
Süt ve süt ürünleri tükettiğinizde şişkinlik, gaz, karnınızda sancı mı hissediyorsunuz? Toplumda çok fazla insanda bu belirtiler süt içtikten sonra görülmektedir. Sebebi, süt şekeri dediğimiz laktoz vücutta parçalanamıyor ve sizde gaz oluşturuyor, rahatsızlık veriyor.
Kefir yapılırken sütün içerisinde bulunan laktoz daha siz parçalamadan bakteriler tarafından kavanozdayken parçalanıyor. Tabi ki içeriğinde kesinlikle laktoz içermez demek mümkün değildir. Ancak, süt ürünü tüketmek istiyorsanız 1 çay bardağı içerek deneyebilirsiniz.
Eğer sütteki semptomları hissetmezseniz sizin için kefir güvenli demektir. Ayrıca hayvansal süt dışında diğer kaynaklarla da kefir yapılabileceğini unutmayın.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
Kefir, bağışıklık sisteminizi güçlendirmeye yarayacak bileşenler içerir. Biotin ve folat bunların en başında gelmektedir. Mikrobiyal güçlerden ise bahsetmemize gerek var mı? Biotin ve folat bileşenlerinin yanında kefir, dünyanın en özel güçlerine sahip probiyotikleri içeriyor.
Kefir için özel olan bazı bakteriler, zararlılara karşı korur ve savaşır. Kefire özel olan bu bakteriler bağışıklık sistemini düzenlemeye ve kötü bakterilerin gelişimini önlemeye yardımcı olmaktadır. Çalışmalar gösterdiki kefir, ciddi hastalıklara neden olan Salmonella, E.coli türü bakterileri öldürür, yok eder.
Ayrıca kefirde bulunan kefiran isimli bir polisakkaritin antimikrobiyal olduğu, candida ile savaştığı açıklanmıştır. Kefiran sadece antimikrobiyal değil aynı zamanda kolesterol, tansiyon düşürücü özelliğe de sahiptir.
Osteoporozu (Kemik Erimesini) Önler
Osteoporoz günümüzde birçok insanın sahip olduğu bir rahatsızlıktır. Kemik hastalığı olan osteoporozda kemik doku bozulur, gözenekli kemikler oluşur. Yaşlılık döneminde görülen bu hastalık kolay kemik kırılmalarına neden olur. Önlenmesi için kalsiyum üketimi oldukça önemlidir.
Aynı zamanda kemik problemlerine sahip olanlar için kefir tüketimi çok faydalı olacaktır. Kalsiyum kaynağı olması dışında kefir ayrıca kemiklerin bozulmasını önleyen biyoaktif bileşenler içerir. Fosfor, kalsiyum, magnezyum, K2 vitamini ve D vitamini içeriğiyle adeta kemik sağlığı için bir iksirdir.
Yapılan hayvan çalışmalarında kefirin kalsiyum emilimini arttırdığı gösterilmiştir. K2 vitamini içermesi, kalsiyum mekanizmasında inanılmaz bir etki gösterir. Kırık riskini %82 düşürür.
Kanserden Korur
Dünyada ölüm nedenlerinin başında kanser hastalığı gelmektedir. Ülkemizde ve dünyada birçok insanı etkilemektedir. Vücuttaki anormal olan hücrelerin kontrolsüz olarak büyümesiyle ortaya çıkar.
Bu hastalığa karşı silahınız probiyotikler olabilir. Kefir gibi mayalanmış süt ürünlerinin probiyotiklerden zengin olması kansorejon bileşiklerin oluşumunu azaltır. Kanser hücrelerinin sayısını düşürür. Aynı zamanda bağışıklık sistemini arttırarak tümörün gelişimini durdurur veya azaltır.
Yapılan bir çalışmada, kefir ekstraktının meme kanseri hücrelerinin sayısını %56 oranında, sadece yoğurdun meme kanseri hücreleri sayısını %14 oranında azalttığı gösterilmiştir.
İrritabl Bağırsak Sendromunu Tedavi Edici
Bağırsaklarımızda tahmin edemediğiniz sayıda bakteri bulunur. Burada iyi ve kötü bakterilerin dengesini sağlamak oldukça zordur. Kefir gibi probiyotikler bağırsaktaki dost bakterilerin dengelenmesine yardımcı olabilir.
Probiyotiklerin ve probiyotik gıdaların her türlü sindirim problemlerine yardımcı olabileceğine dair çok sayıda kanıt bulunmuştur. Buna irritabl bağırsak sendromu (IBS), H. pylori enfeksiyonunun yol açtığı ülserler ve çeşitli diğer bağırsak problemleri de dahildir.
Bu nedenle, sindirime ilişkin problemleriniz varsa kefir muhakkak faydalı olacaktır. Uzun süre kullanılan antibiyotikleri dost bakterilerin azalmasına neden olur. Antibiyotiğin etkisini ortadan kaldırmak istiyorsanız kefir içmeniz işe yarayacaktır. Bunların dışında ishal ve kabızlık gibi günlük problemlerinizden kefir içerek kurtulabilirsiniz.
Alerji ve Astımı İyileştirir
Kefirin bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden bahsetmiştik. Güçlü bir bağışıklık sistemi alerjik reaksiyonlar için oldukça önemlidir. Bazı bilim adamları alerjilerin bağırsaklarda bulunan kötü bakteriler, dengesiz biyota nedeniyle oluştuğunu söylüyor. Her iki açıdan da bakarsak kefir, alerjiyi yenmek için çok faydalıdır.
Vanderbilt Üniversitesi Tıp Merkezi’nden araştırmacılar yaklaşık 2.000 kişi ile 23 farklı araştırma yaptı. Bu araştırmaların 17’sinde probiyotik alan hastalar alerjik semptomlarında azalma gösterdi. Alerji ve astımın birçok çeşidi vücutta gerçekleşen iltihaplar nedeniyle oluşur.
Yapılan hayvan çalışmaları kefirin akciğerde mukusu oluşturan hücreleri azalttığını göstermiştir. Yani, astım ve alerjiler vücutta düşük bağışıklık sistemi, iltihaplanmalar sonucu tetiklenir. Bunların azalması için kefirin içindeki bileşenler oldukça faydalıdır.
Güzel Cilt Sağlığı
Bağırsağınızın kötü olmasınını derinizi etkilediğini düşünüyor muydunuz? Kötü bağırsak, sivilce, akne, sedef, kızarıklık ve egzama gibi sorunlara neden olmaktadır.
Cildinizdeki problemleri dengelemek istiyorsanız kefir içmek iyi bir başlangıç olacaktır. Bunların dışında yara ve yanık tedavisinde bile kullanılacağı fark edilmiştir. Kefirin içerisindeki polisakkarit cilt yaralarını iyileştirdiği, bağ dokusunu koruduğu kanıtlanmıştır.