Ele aldığımız boşanma belirtilerine ve istatistiklere göre Avrupa’da 2017 yılında, 1000 kişi başına sadece yaklaşık 2 boşanma gerçekleştiği bilinmektedir. Ancak sevindirici olan şey, boşanma belirtilerini önceden tahmin etmenin mümkün olduğunu ve bu konunun bilimsel araştırmalarla desteklendiğini görmektir. Sizler için günümüzde yaygın olan boşanma belirtilerini derledik.
Boşanma Belirtileri Nasıl Fark Edilir?
Özenle yaptığımız bir dizi araştırmayı gözden geçirdik ve bilim insanlarının belirlediği en belirgin 9 boşanma belirtisini sizler için seçtik. Amacımız, bu belirtileri tanıtarak insanlara destek sağlamak ve aile ilişkilerini güçlendirmek için bilinçlendirici bir rol oynamak.
1- Eski Fotoğraflardaki Gülümseme Sayısı
Psikologlar, çocukluk ve gençlik fotoğraflarının boşanma oranlarını tahmin etmek için kullanılıp kullanılamayacağını anlamak amacıyla bir dizi test gerçekleştirdi. Bir araştırmada, bilim insanları bir üniversite yıllığından fotoğraflara bakarak gülümseme yoğunluğunu 1 ile 10 arasında bir ölçekte derecelendirdi. Bu değerlendirme, ağızda gerilen kasların bir tarafıyla birlikte göz çevresinde kırışıklıkların oluşumu temel alındı.
Araştırmaya göre, gülümsemesi “10” olarak derecelendirilen kişilerin hiçbiri boşanmamıştı. Öte yandan, kaşlarını çatan kişilerin ise dört kişiden biri boşanmıştı. Genel olarak, fotoğraflarda suratı asık görünen kişilerin, gülenlere kıyasla boşanma olasılığının 5 kat daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır.
Bu çalışma, çocukluk fotoğraflarındaki gülümsemenin boşanma belirtileri arasında olabileceğine dair ilginç bir bulguyu ortaya koymaktadır. Ancak, unutulmamalıdır ki bu sadece bir araştırma sonucudur ve kişilerin boşanma kararını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Bu nedenle, boşanma konusunda tek başına bir fotoğraf değerlendirmesi yapmanın kesin sonuçlar veremeyeceği akılda tutulmalıdır.
2- Ses Tonunun Önemi
Bir evliliğin başarısını %79 doğrulukla tahmin edebilen bir bilgisayar algoritması, bir çiftin ses tonlarını analiz ederek iletişimlerini değerlendirebiliyor. Bu konuda yapılan araştırmada, 100’den fazla çiftin konuşmaları incelendi ve ses tonlarının evlilikler üzerindeki etkisi üzerine bilgiler elde edildi.
Araştırmacılar, yoğunluk, perde, “titreşim” ve “ışıltı” gibi ses tonu özelliklerinin güçlü duyguları yansıtabileceğini keşfettiler. Öyle ki, ne söylendiği kadar nasıl söylendiğinin de ilişkiler için oldukça önemli olduğunu ortaya koydular. Ayrıca ses tonunun, boşanma belirtileri arasında önemli rol aldığını söylüyorlar.
Bu bulgular, çiftlerin iletişimlerini geliştirmek ve ilişkilerini daha sağlıklı hale getirmek için ses tonuyla ilgili farkındalıklarını artırmalarına yardımcı olabilir.
3- Karşı Cins İş Arkadaşları
Danimarkalı araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışma, çoğunlukla karşı cinsle çalışan insanların %15 daha sık boşandığını ortaya koymaktadır. Bu çalışma, Danimarka’da 1981 ile 2002 yılları arasında evlenen tüm çiftlerin incelenmesiyle gerçekleştirilmiştir ve geniş bir örnekleme dayanmaktadır. Bu süre zarfında 100.000 çiftin zaten boşandığı tespit edilmiştir.
Bu boşanma belirtileri, iş arkadaşları arasında karşı cinsle çalışmanın evlilikler üzerindeki etkisine dair önemli bir gösterge sunmaktadır. Ancak, bu ilişkiyi tam olarak açıklamak için başka boşanma belirtilerinin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Örneğin, işyerindeki stres, uzun çalışma saatleri veya diğer ilişki problemleri gibi faktörler, boşanma oranları üzerinde etkili olabilir.
Bu araştırma, insanların iş ortamındaki cinsiyet dengesinin evlilikleri üzerindeki etkisini anlamak için önemli bir adımdır. Ancak, bireylerin boşanma riskini değerlendirirken, bu faktörün yanı sıra diğer kişisel ve ilişkisel etmenlerin de dikkate alınması önemlidir.
4- Yetiştirme Tarzı
Annelerin ebeveynlik becerileri ve davranışları, çocuklarının yetişkinlik dönemlerinde ilişki kurma ve boşanma gibi konulardaki eğilimlerini etkileyebilir. Araştırmalar, boşanma davası açan kişiler arasında kadınların daha sık olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, annelerin davranışlarının çocukları üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ortaya koyan çalışmalar da bulunmaktadır.
Sosyologlar, 7.000 kişinin davranışlarını inceleyerek, bir annenin yeni bir ilişkiye başlaması durumunda (evlilik veya sadece birlikte yaşama gibi) yetişkin çocuklarının da benzer şekilde davranma eğiliminde olduğunu keşfetmişlerdir.
5- Tartışmaları Yok Saymak
John Gottman, boşanma belirtilerinin en belirgin 4 habercisi olarak adlandırdığı faktörler arasında küçümseme, kurban rolüne bürünme, eleştiri ve çatışmaları görmezden gelme yer alır. İlk bakışta masum gibi görünen bu davranış stratejisi aslında oldukça tehlikelidir. Örneğin, uzun süredir sizi rahatsız eden bir konu hakkında bir tartışmaya girmeye hazır olduğunuzu hissettiğinizde, partnerinizin birdenbire konuşmayı bırakarak bu konuda desteklemeyi reddetmesini hayal edin.
Eşler, bu şekilde davranarak barışı koruduklarını düşünebilirler, ancak bu düşünce yanlıştır. Tartışmalar ve anlaşmazlıklar genellikle iletişimin en kolay kısmı değildir, ancak sorunları çözmenize yardımcı olurlar ve çözülmemiş sorunları ele almak için gereklidirler. Bir kişi bu tür durumları sürekli olarak görmezden gelmeye devam ederse, çözümsüz kalan hayal kırıklıkları giderek artacaktır.
6- Arkadaşlara Karşı Yapılan Eleştiri
Araştırmacılar, 16 yıldan uzun süredir birlikte olan 373 çiftin ilişkisini incelemek suretiyle çalışmalarını gerçekleştirdi. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, çiftlerin %46’sının 16. yıllarına gelmeden evliliklerini sonlandırdığı ortaya çıktı ve genellikle erkeklerin evliliklerinin ilk yılında eşinin arkadaşlarına yönelik eleştirileri, ilerideki bu boşanmayı önceden tahmin etti.
Bilim insanlarına göre bu durumun nedeni, kadınlar ve arkadaşları arasındaki duygusal yakınlık ve destekle karakterize edilen ilişkilerin daha uzun süreceği, erkek dostluklarının ise daha çok ortak faaliyetlere dayalı olmasıdır. Bu bağlamda, erkeklerin iletişim çevresini değiştirmesi daha kolay olabilirken, eşinin beğenmediği arkadaşlarıyla anlaşmaya varması daha zor olabilir.
7- Yeni Çiftlerin Birbirine Aşırı İlgisi
Psikolog Ted Huston, evliliklerinin ardından 13 yıl boyunca 168 çift üzerinde bir çalışma yaptı. Sonuçlar, 2001 yılında Kişilerarası İlişkiler ve Grup Süreçleri dergisinde yayınlandı ve “Yeni evli çiftler arasında, evliliklerinin 7 yıl veya daha uzun bir süre sonra boşanan çiftlere göre, birbirlerine neredeyse 1/3 daha fazla sevgi gösterdikleri” sonucuna ulaşıldı.
Bu durumun nedeni, güçlü romantik duygularla başlayan çiftlerin, bu duyguların yoğunluğunu sürdürmenin zorluğu nedeniyle ayrılma olasılıklarının daha yüksek olmasıdır.
Uzman Aviva Patz, “İnanıp inanmayın, daha az ‘Hollywood romantizmi’ ile başlayan evliliklerin genellikle daha umut verici bir geleceğe sahip olduğunu söyleyebiliriz,” şeklinde açıklama yapmaktadır.
8- İşsizlik ve Yoksulluk
Zorlu yaşam koşullarıyla başa çıkmak hiç kolay değildir. Yapılan araştırmalara göre işsizlik ve yoksulluk, boşanma belirtileri arasına girmektedir. Aileler arasındaki ilişkiler, maddi açıdan istikrarlı olan ailelere kıyasla daha sık sıkıntılarla karşılaşır.
Bob Birrell, ayrı yaşayan ebeveynlerin mali sonuçlarıyla ilgili bir araştırmanın ortak yazarı olarak bu gerçeği şöyle doğrulamaktadır; “Bazı insanlar, sistem tarafından erkeklerin ceplerinden para almak için zalimce bir şekilde hareket edildiğini düşünmektedir. Ancak gerçek şu ki, ayrı yaşayan ve boşanmış erkeklerin çoğu düşük gelire sahiptir ve anne ve çocuklarının iyiliği için yetersiz miktarda para ödemektedirler.”
9- Yatağın Dar Olması ve Sağlıksız Uyku
Eşlerin ruh ve beden sağlığı için önemli olan iyi bir uyku, aile içinde sağlıklı bir ortamın oluşması için de gereklidir. Bu nedenle, çiftlerin geniş veya ayrı yataklarda uyumaları önerilir.
Uyku problemleri üzerine yapılan araştırmalar, çiftlerin yaklaşık %30-40’ının farklı yataklarda uyuduğunu ortaya koymaktadır. Bu aslında olumlu bir durumdur çünkü kalitesiz uyku, ilişkilerde problemlere yol açabilir ve hatta boşanma riskini artırabilir. Bu nedenle, ilişkinizi güçlü tutmak istiyorsanız, sağlıklı bir uyku almanızın önemli olduğundan emin olmalısınız.
Makalemizde boşanma belirtilerini ele aldık. Bununla birlikte boşanma sürecini daha iyi anlamak için, iletişim eksikliği, güvensizlik ve ihanet, farklı değerler ve hedefler, cinsel uyumsuzluk gibi faktörleri de göz önünde bulundurmak önemlidir.