Doğal antibiyotik olarak bilinen soğanın faydaları nelerdir? Soğan yemenin kültürümüzde ne kadar yer ettiğini kullandığımız yemeklerden, soframızdaki çoban salatamızdan biliyoruz. Ancak doğru mu yapıyoruz? Soğan yemek gerçekten faydalı mı? Bunların hepsinden yazımızda bahsedeceğiz.
Havuç gibi toprak altında yetişen bir bitki olan soğan, topraktan aldığı vitamin, mineral ve sayısız fito kimyasal ile hastalıkları iyileştirebiliyor, cilde iyi geliyor. Farklı şekillerde ve yeşil, mor veya beyaz gibi farklı renklerle karşımıza çıkıyor. Faydaları ne renkte, ne şekilde olursa olsun bize etki edebiliyor.
Bu makaleden neler öğreneceksiniz:
- Soğan Nedir?
- Soğanın Tarihi Geçmişi
- Soğanın Besin Değerleri
- Kanserle Savaşır
- Kemikleri Güçlendirir
- Diyabetin Önlenmesine ve Kontrolüne Yardımcı Olur
- Kalp Sağlığını Güçlendirir
- Sindirim Sistemini Destekler
- Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
Soğan Nedir?
Soğan, toprak altında yetişebilen bir kök bitkisidir. Botanik ismi Allium cepa olan soğan, Allium cinsine aittir. Liliaceae bitki ailesinin bir üyesidir. Bu ailede sarımsak ve pırasa gibi diğer aromatik allium sebzeler de bulunur. Soğan tüm dünya çapında ekilip, yetiştirilen bir sebzedir. Genellikle pişirilerek servis edilebilir.
Ancak çiğ, turşu, reçel olarak da birçok şekilde kullanılır. Güçlü bir tat, keskin bir koku ve aroması vardır. Ilıman iklimde yetişen bir sebze olmasına karşın ılık, tropikal iklimler gibi çok geniş yelpazeye sahip bir yetiştirilme iklimi vardır. Soğanın etrafında bulunan sert kabuğu aslında hava koşullarına karşı bitkinin kendisini koruması için oluşturduğu bir koruma kalkanıdır.
Allium sebzelerinin, kendilerine özgü kokuları vardır. Sarımsak ve soğanın kokusunu bilmeyen var mıdır? İşte bu kokunun asıl sebebi sülfür bileşikleridir. Ancak bu bileşikler sadece koku yaymaz, sağlığa olan faydalarıyla da bilinir. Örneğin kanser tedavisi için sülfür bileşiklerinin içerisinde bulunan yağlar çok önemlidir. Peki, soğan keserken neden gözyaşlarına boğuluyoruz? Çünkü soğanları kestiğimiz zaman soğan hücresinin yüzeyine bir delik açıyoruz, deliyoruz.
Bunun sonucunda aslında alkenil sistein sülfoksit denilen bir maddenin depolandığı kısma delik açmış oluyoruz. Kestiğimiz bu kısım kokunun yayılmasına ve gözlerin yanmasına neden oluyor. Ama bunun için soğana kızmayın! O gözyaşlarına neden olan maddenin hastalıkları önlemedeki rolü çok çok büyük! Antibiyotik olarak kullandığımız ilaçların yerine geçebilecek etkiye sahiptir.
Soğanın kendine özgün değişik özelliklerinin yanı sıra birazda tarihi geçmişini inceleyelim.
Soğanın Tarihi Geçmişi
Soğan çeşitlerinin eski kökeni, Asya’nın batı ve doğu bölgelerine yayılmıştır. Dünya üzerinde bulunan sayısız soğan türü vardır. Araştırmalar gösteriyorki, soğanların M.Ö. 5000 yıllarında Çin’de kullanılmaya başlanmış. Soğan uzun süre dayanabilen ve bozulmayan bir ürün olduğu için o zamanlar tercih edildiği düşünülmüştür.
Aynı zamanda eski Mısır mezarlarında soğanlar kullanılmıştır. Charaka Samhita’nın tıbbi belgelerine göre soğanın şifalı bir bitki olduğu yazılmıştı. MS birinci yüzyılda Yunan bir doktorun belgelerinde de soğanın tıbbi olarak kullanıldığı görülmektedir.
Soğanın Besin Değerleri
Yeşil soğan çiğ haliyle yenilebildiğinden ve daha yumuşak bir tada sahip olduğundan daha çok tercih edilebiliyor. Ancak beyaz ve kırmızı soğanla karşılaştırıldığında, genellikle daha düşük yararlı bileşik yüzdesine sahiptir. Sarı soğan kuarsetin ve aynı zamanda sülfürik bileşikleri içerir, ancak kırmızı soğan diğer koruyucu antioksidanlardan (kırmızı renginden anlaşılacağı gibi) daha yüksektir.
Bazı araştırmalar, soğanlar toprak altında ne kadar uzun süre kalırlarsa o kadar çok besin değerinin arttığını göstermektedir. Soğanın kokusu ve tadı ne kadar güçlü olursa, o kadar çok besin öğesi içerir (aynı zamanda daha çok gözleri yaşartır).
Bir fincan çiğ kıyılmış soğan aşağıdaki besin öğelerini içerir:
- 64 kalori
- 0 gram yağ
- 2 gram protein
- 2 gram lif
- 7 gram şeker
- 8 miligram C vitamini
- 2 miligram B6 vitamini
- 2 miligram manganez
- 22 miligram folat
- 234 miligram potasyum
- 46 miligram fosfor
- 07 vitamin B1
Soğanın ne olduğu, nereden geldiği ve neler içerdiği hakkında bu kadar bilgi öğrendiğimize göre artık faydalarından bahsetmeye başlayabiliriz!
Soğanın Faydaları Nelerdir?
Kanserle Savaşır
Guelph Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre kırmızı soğan göğüs ve kolon kanser hücrelerini yok etmek için en etkili yöntemdir (1). Bunun sebebi soğanın içerisinde yüksek seviyede kuarsetin ve antosiyanin – iki bileşikleri bulunur. Bu iki bileşen sayesinde kanser hücreleri kendi kendilerini öldürme çalışır.
Kanser hücrelerinin iletişim kurmalarını ve büyümelerini engeller. En çok soğan tüketim oranına sahip bireylerin kansere yakalanma oranlarının en düşük olduğu tespit edilmiştir. Kansere savaş açmak ve korunmak adına her gün bir çiğ soğanı salatalarınıza doğrayabilir veya etlerin, çorbaların üzerine süs olarak soğan dilimleri ekleyebilirsiniz.
Kemikleri Güçlendirir
Soğanın kemik sağlığınızı etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü? Evet, soğan tüketmek kemik sağlığı için faydalıdır. Çünkü soğan içerisinde kemik salığı için faydalı olabilecek birçok mineral içerir. Kemik mineral yoğunluğunun artmasıyla daha güçlü kemikler sağlanır. Kırılma riski azalır, osteoporoza yakalanma riski düşer.
Güney Carolina Üniversitesi’nde Aile Hekimliği Anabilim Dalı tarafından yapılan bir araştırmada, soğan tüketim sıklığı arttıkça kadınlarda kemik yoğunluğunun arttığını tespit etmiştir. Özellikle kadınlar osteoporoz ve kemik kırılmalarına karşı oldukça riskli olduğundan bu çok önemli bir çalışmadır.
Her gün bir kez soğan tüketen kadınların genel kemik yoğunluğunun ayda bir kez soğan tüketen bireylerden %5 daha fazla olduğu bulunmuştur. Araştırmacılar, çok fazla soğan tüketen kadınların, hiç soğan tüketmeyen kadınlarla kıyaslayınca %20’den daha fazla kalça kırığı riskini azaltabileceği sonucuna varmıştır.
Soğan beslenmesinin kemik yapıcı faydalarından sorumlu olası bir mekanizma, soğandaki kemik parçalanmasını ve osteoporozu önlemeye yardımcı olan GPCS maddeleri (gamma-L-glutamil-trans-S-1-propenil-L-sistein sülfoksitler) olduğu bulunmuştur.
Diyabetin Önlenmesine ve Kontrolüne Yardımcı Olur
Kore’de yapılan büyük bir çalışmada, soğan ekstraktının diyabeti engellemede ve kontrolünü sağlamada yardımcı olabileceği bulunmuştur. Soğan tüketimi, kandaki kan şekerinin artışını dengeler. Kilo vermeye yardımcı olur. Ayrıca insülin direncine sahip bireyler için oldukça faydalıdır.
Soğanla ilgili yapılan araştırmalarda soğanın krom içerdiğini ve kromun kan şekerinin kontrolünde faydalı olabileceği ortaya konulmuştur.
Kalp Sağlığını Güçlendirir
Soğanın en önemli antioksidanları arasında, daha önceki yazılarda da bahsettiğimiz gibi kuarsetin ve antosiyoninler bulunmaktadır. Bu bileşenler bir flavovoid çeşididir. Söylediklerimizin dışında soğanın tam 25 farklı flavonoid içerdiği kanıtlanmıştır. Kırmızı soğandaki flavonoidler kalp sağlığına katkıda bulunmaktadır (2). Soğan, organosülfür bakımından zengindir ve bu kalp rahatsızlığını önlemeye yardımcıdır.
Arjantin’de yapılan bir araştırmaya göre, soğan tüketmek kardiyovasküler yani kalp hastalıkları riskini azaltmaktadır. Soğanda bulunan kuarsetin, kalp rahatsızlığına sahip bireyler için tedavide yardımcı olacaktır.
Soğan çorbası Fransız mutfağının en bilinen yemeklerinden birisidir. Fransız mutfağında yer eden soğan çok yüksek enerjili beslenme tarzına rağmen Fransızlar’ın neden daha az kalp hastalığına yakalandığının bir göstergesidir.
Yüksek enerjili tüketime rağmen çok soğan tükettikleri için kalp rahatsızlıklarına yakalanma riskleri oldukça düşüktür. Ayrıca kötü kolesterolü düşürmeye yardımcı olur, kanda pıhtılaşmayı ve yüksek tansiyonu önler.
Sindirim Sistemini Destekler
Soğanın sindirime olan faydası içerisinde bulunan inulin adlı bir lif sayesindedir. İnulin bağırsaklarımızda bulunan faydalı bakteriler için bir besin kaynağıdır. Her soğan yediğimizde bağırsaklardaki faydalı bakterileri de beslemiş oluruz. Soğandaki bir diğer lif, oligofruktozdur. Hatta farklı diyare yani ishal tiplerini önlediği ve tedavi ettiği bulunmuştur (3).
Soğanın içeriğindeki fitokimyasal maddeler mide ülseri riskini azaltabilir. İçeriğindeki doğal prebiyotikler de kabızlığı hafifletmeye yardımcı olmaktadır. Soğan, bazı bireylerde migrene ve gaza neden olmaktadır. Böyle bir durum yaşarsanız mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir
Soğanda bulunan bileşenler, bağışıklık sistemi üzerinde çok etkilidir. Soğan, içerdiği selenyum mineraliyle bağışıklık fonksiyonunu uyarır. Aynı zamanda selenyum eksikliği olan bireylerde bağışıklık hücreleri yetersizdir. Yetersiz olan bu hücreler aynı zamanda önemli birçok proteinin üretilmesi ve kalsiyumun taşınmasınında azalmasına neden olurlar. Soğan içeriğiyle grip tedavisinde ve soğuk algınlığında bitkisel ilaç olarak kabul edilmektedir.
Peki biraz hikaye olan bilgilerden bahsedelim. Ayaklarınızın altında soğan ile yatmak, çoraplarınıza soğan koymak gibi popüler bilgiler dönüp duruyo. Bunlar yararları var mı? Bazı kaynaklar, enfeksiyonu ortadan kaldırdığını ve vücudunuzu nemlendirdiğini söylüyor. Bunu yapmak bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir.
Ayaklarınız vücudun tüm organlarının sinir uçlarının bitiş noktasıdır. Ayakların altına soğan yerleştirmek, faydalı özelliklerini ayak derisinden iç dokuya aktarabilir.
Bununla birlikte, bu konuda herhangi bir araştırma yoktur ve bilgilerin ne kadar doğru olduğu da kesin değildir. Soğan soğuk algınlığı tedavisinde oldukça etkilidir. Soğan çayı, soğan çorbası ve soğanlı bal karışımı yaparak tüketebilirsiniz.
Umarım soğan hakkında merak ettiklerinizi yanıtlamışızdır! Yazımızı beğendiyseniz ve soru sormak istiyorsanız yorum bırakmayı unutmayın.