Psikologlar ve çocuk gelişim uzmanları nankör çocuklar ve aileleri tarafından kötü etkilenen çocuklar arasındaki farkları anlamamıza yardımcı olmaktadırlar. Çocuk yetiştirmek çok zor bir iştir ve konu ailenin çocuk yetiştirme tarzına geldiğinde, kimsenin ebeveynleri yargılama hakkı yoktur.
Çocuk yetiştirirken anne babaların, tecrübesizliğin de etkisi ile bir takım hatalar yapması bir yere kadar doğal karşılanabilir.
Ancak ebeveynlerin yaptıkları hatalar ile çocuklarına karşı uygun olmayan toksik davranışlar ( çocuğun hayatında etkiler bırakabilecek kadar kötü davranışlar) arasında çok ince bir çizgi vardır.
Bu yazı çocuklarınızın hayatını ve hatta sağlıklarını olumsuz etkileyebilecek toksik davranışları ortaya çıkarmaya yardımcı olacaktır.
Bilge Cafe olarak çocuklarımızın psikolojisini ve anne-baba-çocuk arasındaki sorunlarla başa çıkma becerilerini etkileyen unsurları sizler için derledik.
10. ” Benden kork ama aynı zamanda beni sev”
Toksik ebeveynler için çocuğuna kendini sevdirme ve aynı zamanda araya mesafe koyarak otoriteyi sağlama arasındaki dengeyi sağlamak çok zordur. Böyle ailelerde çocuklar anne-babalarının ruh hallerini anlamakta ve ona göre hareket etmekte çok zorlanırlar.
Yeri geldiğinde ayak seslerinin sertliğinden ya da kapıyı kapatma/çarpma hareketlerinden ebeveynlerinin ruh hallerini anlamaya ve buna göre hareket etmeye kendilerini şartlarlar.
Bu tip çocuklar korku ve endişeyi yoğun olarak yaşadıkları için zihinsel gelişimleri de oldukça zorlu geçer. Toksik ailelerin çocuklara en sık söylediği söz ise ” Senin için her şeyi yapıyorum ancak hala nankörlük ediyorsun!” sözüdür.
9. ” Yetişkinlerin problemleri ile de ilgilenmelisin ama kendine ait hakların olamaz”
Toksik ailelerde, ebeveynler kendi sorunlarına çocuklarını da dahil ederler ve onlara da sorumluluk yüklemeye çalışırlar. Örneğin; alkolik bir baba bahane olarak çocuğuna ” beni o kadar strese sokuyorsunuz ki rahatlamak için içiyorum.” sözünü söyler.
İlerleyen aşamalarda çocuk yetişkinlerin yaşadığı skandallara da şahit olur. Anne-baba, çocuğu kendi kavgalarına dahil eder, çocuğu onların sıkıntılarını dinlemeye zorlar ve hatta yeri gelince çocuktan taraf seçmesini bile isterler.
Ne yazık ki bütün bunlara karşılık çocuğun kendini ifade etme ve olaylar karşısında söz söyleme hakkı bile yoktur. Çocuk burada sadece zorunlu dinleyicidir ve bütün bu sorunlarla boğuşan çocuğun kendi hayatına da gelen kısıtlamalar çocuğun hayatını çekilmez kılabilir.
8. ” Elinden geleni yap, unutma ki sen özel değilsin”
Narsist anne babalar çocuklarından en üst düzey performans sergilemelerini beklerler. Ancak çocukların elde ettikleri başarılar ya onları tatmin etmez, ya da o başarının kendileri sayesinde olduğunu düşünürler. Başarısızlıklarda ise sürekli çocukları aşağılayın yorumlar yaparlar. Bu durum da çocukların hayatını mahvedebilir çünkü çocuklar aileleri için bir hayal kırıklığı olduklarını düşünerek büyümeye devam ederler.
7. ” Her şeyini bana anlat ama aptalca şeyler anlatma”
Toksik ebeveynler çocuklarını, kendilerine karşı tamamen dürüst olmaları ve hislerini paylaşmaları için zorlarlar. Ancak ilerleyen zamanlarda çocuğun paylaştığı bu bilgileri çocuğun aleyhinde kullanırlar. Bunu 2 şekilde yaparlar:
- Eş, dost, akrabaya çocuklarının kendilerine anlattığı sorunlarda bahsederek çocuğu utanç verici bir duruma sokarlar. İşin kötü yanı anne-babalar bu bilgileri paylaşmanın yanlış olduğunun farkında bile değillerdir.
- Çocuk, bu hislerini anne-babasına anlatarak onlara bir koz vermiş olur ve ileride anne-baba çocuklarını azarlarken veya alay ederken bu hisleri gündeme getirirler.
6. “Senden bi halt olmaz”
Bu tip ebeveynlere göre, çocuğun kendine olan itibarı ne kadar az olursa, çocuğu kontrol etmek o kadar kolaylaşır. Çocukların hatalarını ve kusurlarını sürekli çocuğun yüzüne vururlar ve genellikle çocuğun fiziksel görünüşü üzerinden bu yorumları yaparlar çünkü o yaştaki çocuklar için en önemli konulardan birisi dış görünüştür.
Eğer çocuğun herhangi bir kusuru yoksa, anne-baba kafalarından bir kusur uydurmaktan hiç çekinmezler.
Bu tip ebeveynlerde çocuklarına ait bir aşağılık kompleksi vardır ve çocukların yeni şeyler denemelerinden ve yeni başarılar elde etmelerinden hoşlanmazlar.
5. “Kendini geliştir ama geleceğe dair planlarını kendi başına yapmaya kalkma”
Anne-baba çocuklarının başarılı olmasını ister ancak başarıya nasıl ulaşacaklarını umursamazlar. Buna karşın çocuğun gelecek planlarında da söz sahibi olmak isterler. Örneğin; anneler çocuklarının gelecekte başarılı bir kariyere sahip olmalarını isterler ancak aynı zamanda büyüyünce çocukların evi terk etmesini istemezler.
Narsist ailelerin çocukların başarısını isteme sebepleri ise:
- Çocukların başarısını kullanarak çevrelerindeki insanları kıskandırmak ve imrendirmek isterler.
- Başarılı çocuklar, ebeveynlerinin geleceği için daha iyi şartlar sunabilir.
4. “Ben ne diyorsam onu yap ancak başarısız olursan sorumlusu sensin”
Bu tip durumlarda ebeveynler çocuklarına birer obje gibi davranırlar: anne ve baba kendi planlarını yaparlar ve çocukların bu planlarını uygulamasını isterler. Ama bu planları yaparken eylemin sonucuna katlanması gerekenin sadece çocukları olduğunu düşünürler. Eğer yanlış giden bir şeyler olursa, bu çocukların suçudur.
3. ” Seni gözüm görmesin ama büyüyünce beni terk edemezsin”
Sağlıklı ailelerde, anne-babalar çocuklarını geleceğe hazırlarlar ve kendi ayakları üzerinde durup, kendi hayatlarını kolayca devam ettirebilecekleri seviyeye getirmeye çalışırlar. Toksik aileler ise çocukların kendilerini terk etmelerine asla izin vermezler. Çünkü anne ve baba çocuğu büyütmüş ve ona masraf yapmışlardır.
Bu yüzden çocuğun kazandıkları üzerinde pay sahibi olduklarını iddia ederler. Ancak kendilerini terk etmemelerini istemelerine karşın, zamanında yaptıkları hatalar yüzünden çocuklarını evden kovdukları da olmuştur.
Bu tip insanların ne istediklerini kestirmek gerçekten çok zordur. Çocuklarının kayıtsız şartsız kendilerine teslim olmalarını beklerler.
2. “Sana yardım ederiz ancak bizi sömüremezsin”
“Bu kadar turşuyu bitiremeyiz.” ” Bitirmek zorundasınız. Yoksa çöpe gider.”
” Hafta sonu için başka planlarımız vardı.” ” Turşularımı yerken iyiydi. Gelip bize yardım edeceksiniz.”
Bu tip aileler çocuklarına aslında çocuğun kendi başına kolayca yapabileceği bir işi yapmasına yardım etmeyi önerirler ve bu konuda kendilerine karşı çıkılırsa darılırlar. Çocuk bu durumda ” Sanırım ailem bana eşlik etmeyi istiyor veya kendilerine ihtiyaç duyulması gerektiğini hissediyorlar” diye düşünür ve yardımı kabul eder, anne-babasına teşekkür eder, ve karşılığında bir şey önerir. Ama bu şekilde mutlu bir sona ulaşamaz çünkü anne-baba bu saatten sonra sürekli çocuktan yaptıkları iyiliğin karşılığını bekleyecektir.
Böyle durumlarda çocuklar büyük bir ikilem içerisine düşerler:
- Ailenin yardımını reddederse, çocuk yaptığının kaba bir davranış olduğunu düşünecek ve vicdan azabı çekecektir.
- Ailenin yardımını kabul ederse, çocuk anne-babasına, yaptıkları için sürekli minnettar kalmak zorunda olduğunu düşünecek ve daha kötüsü anne ve babasının, başına gelen her sorunda kendisine yardım edeceğine inanacaktır.
1. “Benden bir şey saklamana gerek yok ama sakın yanlış bir şey yapma”
Özel hayat. Kişisel alan. Toksik ailelerin çocuklarında bu iki şeyden eser yoktur.
Eğer ailenizin kendi yaşam alanınıza erişimini engellemeye çalışırsanız, sizden hemen şüphe duyacaklar ve güvensizlik hissedeceklerdir. Yetişkin olup kendi evinize çıktığınızda bile sizden yedek anahtar isteyecek ve arada bir evinize gelip kontrol edeceklerdir.
Özellikle annenizden, “Bu bardağı niye yıkamadın?” “Bu kadar saçma bir şeye neden bu kadar para harcadın?” gibi cümleleri duymaya devam edeceksiniz. Bu şekildeki toksik ailelerin özel yaşama ve kişinin kendi almış olduğu kararlara en ufak bir saygısı yoktur.
Toksik ebeveynler ile nasıl başa çıkılır?
Yetişkinlik çağına gelinse bile bu tip toksik atmosferden kurtulmak çok zordur. Ancak psikologlar ve çocuk gelişim uzmanları kişisel sınırlarımızı koruyabileceğimiz. ve aynı anda anne-babamız ile ilişkilerimizi de koruyacağımız bir takım tavsiyelerde bulunuyorlar. Öncelikle aşağıdaki durumların farkında olmalıyız:
- Geçmişi değiştiremeyiz.
- Anne-babanın bu toksik tavrı, kronik bir hastalık gibidir. Yani tedavisi imkansız ve kalıcıdır. Bu yüzden bu sorunla başa çıkmayı ve ailemizden gelen şikayetleri görmezden gelmeyi öğrenmek zorundayız.
Her insanın kendi hakları ve utanmaması gereken ihtiyaçları vardır. Yani aşağıda verilen hakların hepsine sahipsiniz:
- Kendi evinizde kendi kurallarınıza göre yaşayabilmelisiniz.
- Eş,dost ve akrabalarınızın şahsi problemlerinin çözümünde rol oynamaya kalkmayın. Ters giden bir şey olursa en çok siz suçlanırsınız.
- Kendi alanınıza başkalarının erişmesini kısıtlayın.
- Kendi tecrübelerinizi edinin ve ailenizin” ben daha iyi bilirim.” şeklindeki sözlerini görmezden gelin.
- Para, zaman ve enerji gibi kaynaklarınızı kendiniz yönetin.
- Kendi isteklerinizi ve ilgilerinizi, ailenizin isteklerinden bir seviye üstte tutun.
Bütün bunlara karşın unutmayın ki bu kurallar iki taraf içinde geçerlidir. Anne-babalar kadar çocuklar da ailelerin yaşamlarına sert müdahalelerde bulunmamalı veya tam tersi olarak, ailelerine karşı aşırı ilgisiz olmamalıdırlar.